Anız Yakan Can Yakar
Adana’dan
Osmaniye’ye gittiğim bir zamanda Ceyhan ilçesini geçince yolda her zaman karşılaştığımız
duman emisyonu ile karşılaştım ve kısa süreli olurdu geçiş süresi, duman
içerisine hemen girilip çıkılırdı her zaman ama bu öyle olmadı. Girmiş bulundum
fakat sonrası D-400 Karayolu olmasına yani yolun hem yoğun hem de geniş
olmasına rağmen göz gözü görmez oldu, ne önümü görebiliyordum ne de arkadan
gelen beni görebilirdi, bunun yanı sıra bir de yol kenarındaki otlara kadar
yandığından alevler de arabanın üzerine doğru geliyordu ki araba için yangın
tehlikesi oluşturuyordu. Neyse ki yoldan çıkmadan, nefesim bitmeden benim için tehlike
bitti ve hemen arabayı sağa çekip durdum. Böyle yollarda tehlikeli bir şeyler
gördüğümde hemen Polisi arayıp ceza yazması için değil müdahale edip gerekli
tedbirleri alması için uyarırım genelde ama bunun için aramak şart olmuştu. Daha
sonra arkamdan mesafeli gelen kardeşimi de arayıp uyarmıştım, onlardan yolun
kapatılmış olduğunu ve farklı güzergahtan yol verildiğini öğrendim.
Anız
Yakmanın yarattığı Çevre Kirliliği ve oluşturduğu gerek trafik, gerek halen
hasadı gerçekleşmemiş komşu tarlalar gerekse Ormanlar için yarattığı yangın
tehlikesinin yanı sıra tabii ki tekrar ekilecek topraklara verdiği zarar da söz
konusudur. Ama en önemlisi Anız Yakılması ile içerisinde yaşayan Canlıların
için telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurması.
Anız yakmanın cezası vardır tabii ki. Ama önemli olan ceza vermek mi
yoksa anız yakılmasını önlemek mi. Anız Yakma gerçekleştikten sonra cezai işlem
yapılsa bile artık olası zarar gerçekleşmiştir, cezai işlem caydırıcıdır ama
oluşan zararları önleyemez. Kaldı ki gerçek faillerin tespit edilmesi de başka
bir husus, cezai işlem sonrası itiraz edilerek oluşan mahkeme süreçleri de
başka bir iş yoğunluğu.
Ortada
iki gerçek var. Çiftçiler anız yakıyor, ilgili kurumlar ise cezai işlem
yapıyor. Bu ikisi gerçek ama birbirine tezat hususlar. Her yıl Anız Yakma için
ilgili kurumlardan oluşan Komisyonlar kuruluyor, toplantılar yapılıyor ve
devamında ilgili kurumlar birlikte denetim gerçekleştiriyor ama bu durum sürekli
tekrar ettiğine göre yapılan uygulamaların amacına ulaşmadığı da ortada
anlaşılan. Peki olayın gerçek sahibi hangi kurum. Burası biraz tartışmalı konu.
Gerçek sahibi Anız Yangını gerçekleştikten sonra değil öncesinde gerekli
tedbirleri alacak kurum olmalı ki bu da söz konusu tarım olduğuna göre hangi
kurum olacağı da ortada gibi sanki.
Tarım
ve Orman Bakanlığı’na bağlı İl Tarım ve Orman Müdürlükleri tarafından zaten
belirli tarım alanı bölgelerine belirli personel görevlendirilmiş durumda
olduğundan ilgili Kurum tarafından bu ve benzeri durumlar değerlendirilip
öncelikle ekim yapılan alanlar kayıt altına alınıp, hasat ve hasat sonrası Anız
Yakma durumu birebir takip edilerek Anız Yakılmasının önlenmesi yönünde ciddi
sonuçlar alınabilir. Hasat sonrası Anız ile ilgili nasıl bir işlem yapıldığının
birebir kontrol edileceğini bilen Çiftçi Anız Yakması halinde kesin olarak
tespit edileceğini bileceğinden Anız Yakma işlemini gerçekleştirmekte tereddüt
edecektir.
Bununla
birlikte her ne kadar cezai işlem uygulansa da Çiftçilerin büyük bir
çoğunluğunun Anız Yakma işlemini gerçekleştirdiği de bilinen bir husustur. Hal
böyle olunca bir de duruma Çiftçiler tarafından bakmak gerekiyor. Her şeye
rağmen acaba Çiftçiler neden ısrarla Anız Yakmaya tevessül ediyor. Bu önemli
bir konudur ve Çiftçiler ile birlikte ilgili tarafların bir araya gelerek
durumu değerlendirip kalıcı bir çözüme ulaştırılması gerekmektedir. En basit
hali ile madem ki Anız Yakma, Toprak Verimliliğine de zarar veriyor ve maddi
kayıplara da neden oluyor, o halde bu durumda Kazan Kazan mantığı ile
Çiftçilere destek verilebilir.
Anız
Yakılması tabii ki yasak olmalıdır ki yasaktır da zaten. Ancak mutlaka ekilen
alanlar ve hasat sonrası uygulanan işlemler ilgili kurum tarafından tek elden
kayıtlar tutularak takip edilmeli, Çiftçilerin talepleri imkanlar ölçüsünde
karşılanmalı ve her yıl tekrarlanan “Yak ve Kaç” ve kime denk gelir ise “Yakala
ve Tutanak Tut” uygulamalarından kurtulup Anız Yakma işleminin
gerçekleştirilmediği yarınlara bir an önce ulaşılmalıdır. Unutulmamalıdır ki “Anız
Yakan Can Yakar”.
#gezisyenM
@gezisyenM
#hepberaberyaşıyorsakhepberaberyaşayalım
Yorumlar
Yorum Gönder